Öfke istenmeyen sonuçlara ve karşılanmayan beklentilere verilen son derece doğal ve insani bir tepkidir. Öfke duygusu; korku, hayal kırıklığı, utanç, engellenme, zorlanma, haksızlığa uğrama gibi durumlarda ortaya çıkar. Öfke uygun ifade edildiğinde sağlıklı bir duygudur. Ancak kontrolden çıkıp yıkıcı hale geldiğinde son derece önemli sorunlar yaratabilmektedir.
Çocuklarda öfkenin en sık görüldüğü dönem 1-3 yaş arasıdır. Bu yaşlarda bebek kendi özerkliğini kazanmaya başlamakta ve kendini ispatlamaya çalışmaktadır. Kendisini dünyanın merkezinde görür ve her şeyin ona ait olduğunu düşünür. Bu yaştaki çocukların henüz sosyal, duygusal ve dil gelişimleri tamamlanmamıştır. Çocuklar ihtiyaçlarını ve duygularını ifade edemeyebilirler bu nedenle hayal kırıklığına uğrayabilirler. Tüm bu sebeplerle duygularını kontrol etmekte zorlanır ve öfkeyle birlikte saldırganca davranışlar sergileyebilirler.
İlkokul yıllarında zorlu durumlarla karşılaşmak, arkadaş ilişkileri (oyunlara dahil edilmemek, alay edilmek vb.) , oyun oynamak yerine ödev yapmak zorunda kalmak gibi dışsal etkenler öfkeye neden olabilir. Televizyon, sinema ve online oyunlardaki öfke ve şiddet unsurları da çocukların duygu, düşünce ve davranışları üzerinde tetikleyici ve özendirici olabilir.
Ergenlik dönemindeki çocuklarda ise hormonal değişiklikler yaşanır. Bu değişiklik kısa süreli duygu durum dalgalanmalarına ve öfkeye yol açabilir. Aslında ergenlik dönemindeki çocuklar bu duygularla baş edebilecek donanıma sahiptir fakat bunu çoğu zaman kullanamazlar. Küçük yaşlarda ailesi tarafından yeteri kadar söz hakkı tanınmayan, fikirleri önemsenmeyen, pasif büyütülen ve konuşarak kendini ifade etmeyi öğrenmeyen çocuklar ergenlik dönemine geldiğinde düşük özgüvene sahip olabilirler. Bu da problem çözme konusunda yetersiz kalarak yoğun öfke patlamaları yaşamalarına sebep olabilir.
Çocuklarda kendini kontrol etme becerisi zaman içinde gelişir. Ebeveynler; çocuk bu konuda beceri edinene kadar onu koruyan ve sınırları çizen kişiler olmalıdır. Öfke duygusu yaşayan çocuğa karşı sakin ve soğukkanlı davranılmalı. Öfkeli olduğu için bağıran, ağlayan veya saldırganca davranışlarda bulunan çocuğun azarlanması, cezalandırılması çocuğa öfkesini nasıl ifade edeceği ve nasıl sakinleşeceği ile ilgili bir fikir vermez.
Çocuklara öfke duygularını yaşamaları için izin verilmelidir. Öfke duygusunun altında yatan nedenler iyi gözlenmeli, çocuğun ihtiyacı bulunmalıdır. Özellikle küçük yaş grubu çocuklar uykusuzluk ve açlık gibi konulara tahammül edemezler. Bu konulara özen gösterilmelidir.
İstek ve ihtiyaçlarını ağlayarak yaptırmaya çalışan çocuklara daha uygun isteme şekli öğretilmeli ve örneklerle pekiştirilmelidir.
Ebeveynler duyguya değil öfkeyle gelen olumsuz davranışa sınır koymalıdır. Öfkelendiğinde şiddet içeren davranışlar oluyorsa davranış durdurulmalıdır. (Çocuğun ellerini tutarak ya da sarılarak.)
Çocuk yoğun öfke duygusunu yaşarken konuşmakta, kendini ifade etmekte zorlanır sakinleşince konuşmak daha doğru olabilir. Bu sırada çizim yapması ve duygusunu somutlaştırması istenebilir.
Öfkeyi doğru ifade edebilecek kaynaklara yönlendirmek gerekir. “Ökelendiğinde ellerinde yoğun bir enerji ve güç hissediyorsun. Kardeşine, bana ya da bir başkasına vuramazsın. Ama istersen yastığa ya da kum torbasına vurarak enerjini boşaltabilirsin.” gibi bir konuşma yapılabilir.
Sakin bir andayken çocuğa rahatlama teknikleri öğretilebilir. !0’a kadar sayma, diyafram nefesi, güvenli yer egzersizi vb.
En önemli şeylerden biri de ailenin duygularını ifade ediş şeklidir. Ebeveynler duygularını sağlıklı yollarla ifade edebilmeli, bu ifade çocukların model alabileceği nitelikte olmalıdır.
Öfke nöbetleri sık sık ve uzun süreli oluyorsa, kendisi ve çevresine zarar veriyorsa ve aile bu durumun üstesinden gelmekte zorlanıyorsa çocuk psikoloğu ya da psikiyatristine danışılmalıdır.